Habib Üstün
← Tüm Makalelere Dön

Çizilemeyeni Çizmek: “Var”ın Sembolik Bir Tecrübesi

Aralık 27, 2025 | Habib Üstün

Varlık üzerine konuşmak, çoğu zaman onu bir nesneye dönüştürme hatasıyla başlar. Oysa İslam metafiziğinde Vâcibü’l-Vücud, düşünülen ya da tasavvur edilen bir “şey” değil; düşünmenin, bilmenin ve idrakin bizzat imkânıdır. “Var”, bir kavram değildir; kavramları mümkün kılan zemindir. Bu nedenle onu kelimelere dökmek kadar, onu bir forma hapsetmek de daima eksik kalmaya mahkûmdur.

Secoku.com için üretilen bu görsel çalışma, tam da bu imkânsızlıkla yüzleşmenin estetik bir denemesidir: Çizerek sınırlamamak, göstererek gizlememek.

Merkezsiz Bir Tecelli

Görselde belirgin bir merkez yoktur. Bu tercih, yalnızca estetik değil, ontolojik bir tavırdır. Merkez, insanı ima eder; bakışın odağını “ben”e sabitler. Oysa Varlık, hiçbir öznenin etrafında dönmez. Her şey O’nunla kaimdir; fakat O, hiçbir şeyin merkezinde değildir.

Merkezsizce yayılan ışık ve doku, “Var”ın kuşatıcılığını değil, kuşatılamazlığını ima eder. Burada ışık, bir nesneyi aydınlatmaz; bizzat görünürlüğün kendisi olur.

Ayna, Gölge ve Hakikatin Sessizliği

Görselde hissedilen ayna ve gölge metaforu, dil ile hakikat arasındaki kadim gerilime işaret eder. Kelimeler gölgedir; işaret eder ama kendisi değildir. Ayna ise yansıtmaz; yansıtmayı mümkün kılar.

Hakikat, aynadaki görüntü değil; aynanın kendisidir. Bu yüzden görsel, seyredilmekten çok, seyri geri iade eder. Bakan, baktığını zannederken kendi bakışının sınırlarıyla karşılaşır.

Eriyen Formlar: Putların Çözülüşü

İnsanın zihni, anlamak için sınırlar çizer; tanımlar üretir; isimler koyar. Fakat her tanım, aynı zamanda bir puttur. Görseldeki eriyen, akışkan formlar; bu zihinsel putların çözülüşünü simgeler.

Burada yok olan şey Varlık değil, Varlık hakkında kurulan iddialardır. Form çözülürken, geriye bir eksiklik değil; daha derin bir açıklık kalır.

Yokluğun İçinden Sızan Nûr

En dikkat çekici unsur, karanlığın içinden gelen fakat kaynağı görünmeyen bir ışıktır. Bu ışık, ne tam olarak “var”dır ne de “yok”. Tasavvufun dilinde bu, yoklukta bulunan varlıktır.

Çünkü yokluk, mutlak bir hiçlik değil; benliğin geri çekildiği yerdir. Benlik sustuğunda, “Var” konuşmaz — tecelli eder.

Var: Düşünülen Değil, Düşünmeyi Mümkün Kılan

Bu görsel, “Var, düşünülen değil; düşünmeyi mümkün kılandır” ifadesinin plastik bir karşılığıdır. Ona bakıldığında elde edilen şey bilgi değil, bir haldir. Anlamak değil, durmak; kavramak değil, teslim olmaktır.

Belki de bu yüzden bu görsel bir cevap sunmaz. Soruya da dönüşmez. Sadece bir eşiği işaret eder.


Son Söz

Bu çalışma, Varlık’ı temsil ettiğini iddia etmez. Aksine, her temsil iddiasını askıya alır. Çünkü Vâcibü’l-Vücud çizilemez; fakat çizme teşebbüsünün aczi, hakikate açılan en sahih kapılardan biridir.

Secoku.com’da paylaşılan bu görsel, bakılmak için değil; bakıştan vazgeçmek için vardır.