Aralık 27, 2025 | Habib Üstün
İnsan, başına geleni çoğu zaman zahire bakarak yorumlar. Sağlık varken şükür kolaydır; hastalık geldiğinde ise kalp sarsılır, akıl sorular sormaya başlar. “Neden ben?” denir. Oysa hakikat, ilk bakışta görünenin çok ötesindedir.
Ben size, zahiri değil batını hatırlatmak için konuşuyorum.
İnsanların büyük bir kısmı hastalığı doğrudan bir ceza olarak görür. Bu, eksik bir bakıştır. Çünkü ceza, öfkenin sonucudur; hâlbuki Allah’ın fiillerinde hikmet ve merhamet esastır.
Nice günahsızlar hastalanmış, nice zalimler ise sıhhat içinde yaşamıştır. Eğer ölçü sadece ceza olsaydı, adaletle açıklanamayacak manzaralar ortaya çıkardı.
Demek ki hastalık, çoğu zaman arınmanın, uyanışın ve yükselişin bir vesilesidir.
Sağlık, insanı dünyaya bağlar; hastalık ise kalbi hakikate yaklaştırır.
Hastalanan insan, ilk defa aczini fark eder. Gurur kırılır, benlik zayıflar, dua samimi hâle gelir. İşte bu hâl, rahmet kapılarının aralandığı andır.
İnsan secdeye en çok ne zaman yaklaşır?
Gücünün tükendiğini hissettiğinde.
Bilmediğiniz bir gerçek var:
Hastalık, çoğu zaman günahları sessizce siler.
İnsan sabrettiğinde, şikâyeti kadere değil de sadece Rabbine yönelttiğinde; o hastalık bir yük değil, temizleyici bir ateş olur. Dışarıdan bakıldığında acı gibi görünen şey, içeride ruhu arındırır.
Bu yüzden bazı kullar vardır ki, sıhhatten çok hastalıkla yükseltilir.
Elbette her hastalık aynı manayı taşımaz.
Kimi hastalık ikazdır: “Yolunu düzelt.”
Kimi terbiyedir: “Sabrı öğren.”
Kimi ise derece artırır: “Bu yük, seni yükseltecek.”
Bunu ayıran şey hastalığın türü değil, kulun tavrıdır.
Soru şu olmamalı:
“Bu bana neden geldi?”
Asıl soru şudur:
“Bu hâl beni Allah’a yaklaştırıyor mu, uzaklaştırıyor mu?”
Eğer hastalık seni daha çok dua eden, daha merhametli, daha tevazu sahibi bir insan yapıyorsa; bil ki o hâl rahmettir.
Eğer sağlıklı hâlin seni gaflete sürüklüyorsa; bil ki o sıhhat imtihandır.
Hastalık, dışarıdan bakıldığında zorluktur;
hakikatte ise seçilmiş bir ders olabilir.
Her yük, taşıyana göre verilir.
Ve hiçbir acı, hikmetsiz değildir.
Gözünüzle değil, kalbinizle bakın.
O zaman anlayacaksınız.